Milletvekili Meşhur Memmedov, “İran, 30 yıldır Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylerken, saldırgan Ermenistan’ı da desteklemiştir”, ÖZEL
Ülker Piriyeva – AZERBAYCAN
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Meşhur Memmedov, “İran, 30 yıldır Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylerken, saldırgan Ermenistan’ı da desteklemiştir.” – Diye tarihe not düştü.
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Meşhur Memmedov, Azerbaycan devleti, İran ile ilgili konularda her zaman özellikle hassas olmuştur. İran İslam Cumhuriyeti’nin ülkemizin yakın işbirliği içinde olduğu ülkelerden biri olduğunu belirtmek isterim. Bu tesadüfi değildir. Elbette bilindiği gibi kültürel ve ahlaki değerler, nüfusunun çoğunluğu, yani 30 milyonluk nüfusunun azerbaycanlıların oluşturduğu bu ülkeyi ve bağımsız Azerbaycan devletini birbirine bağlıyor. Bunun sonucunda geçtiğimiz dönemde ülkelerimiz arasında çeşitli alanları kapsayan çok sayıda ikili belge imzalanmıştır. Evet, ne yazık ki topraklarımız işgal edildiğinden beri İran’ın komşu olarak Azerbaycan’a karşı bazı hoş olmayan davranışlarına defalarca şahit olduk.
İran, 30 yıldır Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylerken, saldırgan Ermenistan’ı da desteklemiştir. Karabağ sorununun sona ermesinden sonra, iki ülke arasında barışın sağlanmasını açıkça engellediği gibi, Zengezur koridorunun gerçekleşmesini engellemek için de elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama her iki komşumuz da bir an önce anlarsa iyi olurdu – Zengezur koridoru açılacak!
İranlı din adamlarının Azerbaycan’a yönelik provokasyonlara katılmasının İslam ahlakına aykırı olduğunu söylemeye gerek yok. Nitekim son televizyon programlarında açık provokasyon ve kışkırtma üslubunda konuşan İran İslam Cumhuriyeti, Azerbaycan sınırına asker topluyor, askeri eğitim adı altında tehditler yapmakta. Bu hoş okmayan çizgisi sadece İran’ın Azerbaycan’a karşı tutumunda değil, bu devletin genel siyasi davranışı anlayışındadır. Böyleki, maksatlı ve açık provokasyonlarını sürdürürken aynı zamanda kendisini bir “İslam devleti”, bir “Müslüman fanatiği” ve Azerbaycan’ın “dost canlı komşusu” olarak sunmaya çalışmaktadır. İran’ın başarısız dış politikası onu bir çıkmaza sokmuş durumda. Tarihen, İran son 40 yılda hiçbir savaş kazanmadı, koruduğu Müslüman ülkeyi kaostan çıkaramadı, barış ve istikrar yaratmadı. Yemen, Bahreyn ve Filistin’deki çatışmaların 30-40 yıllık bir geçmişi var. Suriye ve Lübnan’da 10 yıldır kaos ve yıkım yaşanıyor.
İran, “İmam Homeyni Yardım Komitesi” ve Kültür Merkezi aracılığıyla “insani yardım” dağıtma adı altında tüm bölgelerde yapılanmıştır, nüfusun büyük çoğunluğunun Şii mezhebine inandığı Azerbaycan’da siyasi örgütlenme din üzerinden yürütülmüş, Azerbaycan devletine karşı dini-siyasi gruplar oluşturmaya çalıştı.
İran’ın Azerbaycan sınırında 30 yıl aradan sonra ilk kez büyük çaplı askeri tatbikatların yapılması elbette askeri bir macera. Azerbaycan’ın tüm tehditleri önleme ve tüm provokasyonlara uygun şekilde yanıt verme yeteneğine sahip olduğunu söylemeye gerek yok. Diğer tüm ülkeler gibi İran da Vatan Savaşı’nda ordumuzun gücünü gördü.
Sahip olduğu kitle iletişim araçları, nüfusu büyük ölçüde Müslüman olan Azerbaycan Cumhuriyeti’ne karşı sürekli bir “ideolojik mücadele” yürütmektedir. Ülkemizde dini özgürlüklerin ve İslami değerlerin bastırıldığını iddia eden İran’ın çeşitli daireleri, “dini perde” adı altında cumhuriyetimizin topraklarında laik devletliğe karşı eylemler uygulamaya çalıştı.
Şu ana kadar Azerbaycan’da ifşa edilen bazı dini-aşırılıkçı gruplarının özel hizmetlerinin görevlerini yerine getirmek için reddedilemez gerçeklerle kanıtlandığını belirtmek isterim. Nitekim, kendilerini dünya Müslümanlarının bağnazları olarak tanımlayan İran liderleri, Hocalı soykırımının, işgal altındaki Azerbaycan topraklarındaki camilerin ve dini anıtların yıkılmasının, binl…