Mil-Enerji Sen Genel Başkanı Ali YÜCEL, Talimat ile Sendikacılık yapmıyoruz
Mil-Sen Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Mil-Enerji Sen Genel Başkanı Ali YÜCEL , Talimat ile Sendikacılık yapmıyoruz diyerek açıklamalarda bulundu.
Yücel, Bilindiği üzere Devlet tarafından, herhangi bir sendikaya üye olan her memura “Toplu Sözleşme İkramiyesi” adı altında yılda dört kez ödeme yapılmaktadır.
Bu uygulama ilk olarak yetkili Sendika Memur-Sen’in sendika üye aidatlarını devletin ödemesini talep etmesiyle başlamıştır. Memur-Sen’in Bu isteği geri çevrilmemiş, sonrasındaki süreçte 2009 yılında yeni bir düzenleme yapılarak sendika aidatlarını “Toplu Sözleşme İkramiyesi” adı altında ödenmeye devam edilmektedir.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun “Toplu sözleşmenin kapsamı” başlıklı Madde 28’de: “Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan veya herhangi bir sendikaya üye olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz” hükmü gereğince “Toplu sözleşme ikramiyesi” sadece sendika üyesi olan kamu görevlilerine ödenen bir paradır ve sendikasız kamu görevlisine ödenmez” denilmektedir.
Bu durumda “toplu sözleşme primi adı altında ” sendika üyesi memurlara ödenen sendika aidatı üye memurun maaşından değil devletin sendika üyesi memurlara 3 ayda bir ödemekte olduğu sendika ödeneği (toplu sözleşme primi) içinden alınmakta olduğu için aidatlar devlet tarafından karşılanmış olmaktadır.
2021 yılı için sendikalara üye memurlara devlet tarafından ödenen toplam sendıka aidatı yada namı diğer toplu sözleşme primi miktarı yaklaşık 1 milyar Türk Lirasıdır.
Hem bu uygulamanın devam etmesi gerektiği, hemde memurların e-devlet uygulaması üzerinden sendikalara üyelik ve istifa işlemlerini yapabilme hakklarına sahip olmamaları hususlarında tam ittifak halinde görünen iki konfederasyonun bu iki husustaki endişelerini anlamak mümkün değildir.
Memurlara özgürce ve zahmetsizce sendikalara üyelik ve istifa hakkını çok gören bir sendikal anlayış olsa olsa arka bahçe sendikacılığı veya sarı sendikacılıktır.
Hala bu uygulamayı pişkin pişkin savunan sendikacıları anlamaya çalışmak akıllara ziyandır.
Bu uygulama ile ödemekte olduğu sendika aidatlarından da arkasına almış olduğu güç ile işveren toplu sözleşme masasına oturmakta iken masanın diğer tarafında ise üyelerin aidatların işveren tarafından ödenmesinin vermiş olduğu eziklik ve çaresizlikle oturan memur sendikaları yer almaktadır.
Bu haliyle Toplu sözleşme masası memurların kayıplarının korunmaktan uzak olduğu ve memur maaş zamları için %2,5 %3,5 gibi komik rakamların konuşulduğu bir tiyatro haline dönüşmektedir.
Geliri Kamu maliyesi tarafından karşılanan bir sendikal anlayışın hak elde etme konusundaki pazarlık gücünü ve acziyetinin derecesini değerli kamu çalışanlarının takdirlerine bırakıyoruz?
Bu şekilde devlet destekli bir sendikal anlayışın kaliteyi düşüreceği ve sendikal mücadele azmini körelteceği de su götürmez bir gerçek ve
aynı zamanda da Sendikacılık ruhuna ciddi zarar veren bir uygulama olduğu için derhal bundan vazgeçilmelidir.
Bizler malum sendikalar gibi bir takım siyasi partilere göbek bağıyla bağlı olarak emir ve talimatlarla hareket eden, adımlarımını,söylemlerini ve eylemlerini ancak ram oldukları siyasilerden icazet aldıktan sonra fiiliyata dökebilen sendikalardan değiliz.
Geçtiğimiz günlerde bazı haber sitelerine yansıyan görüntülerde Sağlık-Sen Genel Başkanının itirafı ile yetkili sendikanın içerisinde bulunduğu acziyet ve yapmaya imtina ettikleri eylemlerine kendilerinin bile inandırıcılıklarının kalmadığına tüm kamuoyu gibi bizlerde öğrenmiş olduk.
Mil Sen Konfederasyonuna bağlı tüm sendikalarımızın bu duruş ve kararlılıklarını Türkiye kamuoyu;
Başta Ayasaofya Camisinin açılması,
İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi, lgbt derneklerinin kapatılmasının talep edilmesi,memurlara e-devlet üzerinden sendikalara üyelik ve istifa işlemlerini yapabilme hakkı verilmesi vb. konularda fazlasıyla şahitlik etmiştir ve etmeye de devam edecektir. Bizler bu tür adımları atarken (malum sendikaların yaptıkları gibi) bir yerlerin veya birilerinin gözlerinin içine bakmıyoruz.
ABDULLAH YİĞİT-ANKARA